Herkese Merhaba,
Bu yazıda Almanya ya gideceğimi söylediğim zaman bana en çok sorulan ilk sorunun cevabını biraz kişisel tercihlerimden bahsederek sizlerle paylaşacağım. Elimden geldiğince deneyimlerimi anlatmaya çalışacağım. Belki bunlardan yararlanabilen birileri çıkar. Olmazsa da muhabbet etmiş oluruz 😊
Ben IYTE mimarlık bölümünden 2018 yılında mezun oldum.
Yurt dışı yüksek lisans sürecime mezun olduktan sonraki bir yıl boyunca ne yapacağımla ilgili düşünerek başladım diyebiliriz. Ben nereye gideceğim, nasıl bir yüksek lisans eğitimi almak istiyorum, okulun adı ve popüler olması mı önemli yoksa gittiğim ülke mi daha önemli gibi gibi sorular kafamda dolanıyorsu. Bir senemi bu sorulara cevaplar arayarak ve çeşitli okullara başvurular yaparak geçirdim.
Öncelikle yurtdışında yüksek lisans yapma fikri lisans eğitimim sırasında hep aklımda olan bir şeydi. Bu sebeple ofis stajımı İtalya’da Erasmus stajı ile yapmıştım. Ve bunun çok faydalı bir tecrübe olduğunu düşünüyorum. Bence Erasmus yapmak ve özellikle Erasmus stajı yapmak bu ilk adimi rahat atabilmek açısından çok değerli. Çünkü bir ofiste İngilizcenizi kullanarak, kendi bilgi ve yeteneklerinizle oraya katkıda bulunabildiğinizi görüyorsunuz. Böyle bir deneyim kendinizi ilerde böyle bir çalışma ortamında rahat edebileceğinizi gösteren ve size cesaret verebilecek ilk adım olabilir. Bu sebeple lisans zamanınızda bir stajınızı mutlaka yurt dışında yapmanızı tavsiye ederim. :)
Lisans süresi boyunca aslında hep daha çok İtalya'ya giderim diye bir düşüncem vardı, ofis stajımı orda yapma sebebim buydu ama tam olarak kararımı veremediğim için hem İtalya hem de Almanya'ya başvurularımı yaptım.
Başvuru süreci nasıl ilerledi? - Konusuna kısaca değinebilirim
Genel anlamada hazırlamanız gereken belgeler var; CV, Portfolyo, Referans mektupları, transkript ya da mezuniyet belgesi, dil belgesi gibi… ama tabi okuldan okula istenen belgeler değişebiliyor, ya da belgelerin tarzı değişebiliyor. Örneğin Tu Berlin 10 sayfalık bir portfolyo isterken Polimi yatay portfolyo istemişti ya da benim okulum DIA herhangi bir sayfa sınırlaması belirtmemişti mesela. Bu konular her zaman güncelleniyor. O yüzden her bölümün ilgili web sitesinden takip etmeniz gerekli.
Almanya özelinde bakarsak; başvurular için 1 sene önceden başlamak burs bulabilmek acısından önemli. Almanya’da okul masrafları gerçekten düşük, özellikle Almanca bölümler neredeyse ücretsiz. Ben burslara da başvurmuştum ama maalesef sadece okulun verdiği bir bursu kazanabildim. Belki bu konularda merak ettikleriniz varsa ileride detaylı yazılar da yazabilirim. Ben kazanamadım siz kazanın 😂
Erkenden hazırlanmak burs konusunun dışında winter term- summer term meselesi bakımından iyi olabilir. Bazı okullar yaz döneminde başlayabiliyor mesela, bu da başvuru tarihini değiştiriyor. Ayrıca Almanya özelinde bazı okullar, Uni- assist denilen belirli bir sistem üzerinden ana başvurular alıyor. Onun da belli zaman dilimleri ve koşulları var tabi dikkat edilmesi gereken.
Bu sebeple Almanya icin ne kadar erken o kadar iyi diyebiliriz.
Ben Almanya’da başvurduğum okullar için uni-assist sistemi ile başvuru yapmam gerekmişti. Bunlar şimdiki okulum HSanhalt DIA ve TU Berlin’di. İtalya’nın da tabi kendi şartları var şimdi yazıyı çok dağıtmamak için anlatmıyorum. 😀
Sonunda ben bu uzun başvuru ve bekleyiş süreçlerimi tamamladım (oh şükür 😊) İtalya’daki Politecnico di Milano ve Università degli Studi di Firenze den kabul aldım. Almaya da ise şimdiki okulum Hochschule Anhalt- DIA den kabul aldım ve en sonunda kararımı Almanya da kıldım. Bu arada başvurduğum okulların hepsi İngilizce eğitim veriyor. İngilizce eğitim veren bir okul bulmak tercihlerimdeki en belirleyici faktör oldu diyebiliriz. Özellikle Almanya’da İngilizce eğitim veren kurumlar maalesef ki çok az sayıda.
İtalya’da yaşamak benim için bir tutkuydu ve hala bazen keşke gitse miydim acaba diye karasız bir pişmanlık duyuyorum. 😅 Polimi gibi prestijli bir okula gitmek yerine Almanya da karar kılmamın kendince mantıklı sebepleri var tabi. En önemli sebeplerinden biri yaşam standartlarının daha yüksek olduğunu düşünmemdi. Almanya genel olarak öğrenci dostu bir ülke ve yaşam masrafları da özellikle Dessau'da bir hayli düşük.
Diğer bir neden ise mezuniyet sonrası iş imkânlarının çok daha fazla olmasıydı. İtalya da okuyanlar da Almaya ya geliyor çalışmaya mesela. Bu sebeple Almancayı öğrenmek ve Almanya ya önceden alışmak bana daha mantıklı gelmişti.
Diğer bir sebebim ise biraz ünlü Bauhaus binasının dibinde okuma ve o binanın içinde mezun olma fikri olabilir. Ayrıca bu mirasın Dessau da olması gerekçesiyle, burada mimari etkinliklerde baya fazla yapılıyordu pandemi araya girmeden önce. 🦠
Bunların yanında DIA yüksek lisans programının daha uygulamaya yönelik olması ve derslerin daha küçük gruplarca yürütülmesi, bireysel projeler şeklinde ilerlemesi gibi etkenler vardı. İtalya’daki eğitim sisteminde 6-7 kişilik gruplarla projeler yapmak bana çekici gelmiyordu.
Bu aşamada şu bilgiyi verebilirim; Almanya’da farklı tipte üniversiteler var; üniversiteler, teknik üniversiteler, sanat okulları ve uygulamalı üniversiteler gibi. Çok basit olarak ikiye ayırabilirim, üniversite ve uygulamalı bilimler üniversiteleri olacak şekilde. Benim okuduğum üniversitem uygulamalı eğitim veren bir üniversite ve bu üniversiteler seni daha çok iş hayatına hazırlamaya yönelik, teoriden çok daha proje bazlı eğitime ağırlık veren üniversiteler. Burada akademik bir kariyer mi istiyorum yoksa iş hayatına mı hazırlanmak istiyorum diye bir karar vermiş olmanız iyi olabilir. Çünkü Hochschule den sonra doktora yapmak imkânsız değil ancak çok da olumlu bakılmıyor.
Benim kendi tercihim Almanya’ya uyum sağlamak Almanca öğrenmek ve Almanya’da kendi mesleğim ile ilgili bir eğitim almak olduğu için Hochschule Anhalt ı tercih etmiştim.
DIA (Dessau International Architecture Graduate School) de sistem nasıl ilerliyor?
Burada 3 dönem eğitim gördüğünüz dönemler oluyor, son 1 dönemde de tezinizi yazıyorsunuz. Tabi burada tez de proje odaklı bir tez oluyor. Normal dönemde zorunlu dersler var. Stüdyo derslerinde 10-15 kişilik gruplar halinde oluyor. Totalde 8-10 stüdyo açılıyor mesela ve dönem başında seçim yapıyorsunuz hangi stüdyoda bulunmak isterseniz. Okulun en iyi avantajı hocaların dışardan geliyor olması. Normalde ofisi olan ve aktif mimarlık ya da mühendislik yapan kişiler hocalık yapıyor veya kendi ofisleri var ya da ofislerle iletişim halindeler. Bu durum yapabileceğiniz projeleri de etkiliyor. Örneğin ilk dönemimdeki tasarım projemde BMW için araba üretim fabrikası tasarlamıştım. Bunun için (korona olmayan zamanlarda) Münih iki kez gidip hem alan gezisi hem de final sunumu yapmıştık.
Cad- logic dersleri ve seçmeli dersler de kendi tercihinize göre ayarlayabiliyorsunuz. Kişisel fikrim kendinize bir şeyler katmak istiyorsanız ve hocalarla anlaşabilirseniz, DIA gerçekten faydalanabileceğiniz bir okula dönüşüyor. Ama kendinize bir şeyler katmadan da mezun olabileceğiniz bir yer maalesef. Onun dışında bence okulun tam kurumsallaşamamış olması gerçekten bir sorun. Bu durum zaten standart bir eğitim olmaması sorununu doğuruyor ve bana Almanya’daki bir üniversite için baya bir garip geliyor :D Ama kabul etmeliyim ki standart olmayan eğitimin de kendince yararları var. Okul bu sayede dışarıdan kolaylıkla hocalar getirebiliyor. Hocaların dışarıda aktif olarak çalışıyor olması sizin kariyerinize başlarken iyi kontaklar kurabilmeniz açısından çok olumlu. Eğer kendiniz derslerde fark ettirebilirseniz önünüze güzel fırsatlar çıkabilir 😊
Şimdi mutlu muyum? Evet mutluyum ve hiçbir kararımdan da pişman değilim. Sanırım şimdilik en büyük pişmanlığım dil öğrenmeyi aksatmış olmam ve eğitimimin pandemi zamanına denk gelmiş olması. Biz bir de iş başvuru sürecinden sonra tekrar konuşalım. Bakalım o zaman memnun muyum hayatımdan :D
İşte benim Almanya ya geliş serüvenim genel anlamda böyle gelişti. Umarım verdiğim bilgiler ve kendi kararlarımdaki bakış açılarım size yardımcı olur.
Yorumlarda görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın.
Commentaires